Oyun

Doktor Ahmet Zafer Atasoy

Ruh Sağlığı ve Hastalıkları

22.02.2022

Oyun tek kelime ile iki ayrı durumu anlatır. Play (İngilizce), yönergeli, ancak serbest, kuralları olmayabilen, neredeyse kuralsız olan, her an başlayan ve her an sonlanan oyun ve Game (İngilizce) yönergeleri olan, kurallar koyan, kural dışına çıkılmayan oyun.

Yaklaşık sekizinci ay ile kesin biçimde yabancıyı algılama ve ona tepki verme becerisini kazanan bebek için annesi ve/veya bakımını düzenli biçimde üstlenen kişilerin yüzleri bebek için ayna vazifesi görür. Kurulan birebir yakın ilişki ile ilk oyunda oynanmaya başlanır. Sigmund Freud’un DA oyunu olarak tanımladığı yüzüm var, şimdi kapadım yok, tekrar açtım kültürümüzde CEE olarak oynanır. 2 yaşında bakım veren ve ilişki içine girdiği kişi sayısının artması ve onları sosyal olarak iletişim ağının içine kabul etmesi ile en basit bebek oyunu olan CEE oyunun yerine yeni oyunlar ortaya çıkar. Bu oyunların neredeyse tümü beden teması içeren oyunlardır (Fış fış kayıkçı, elpiş elpiş yüzünü yummuş, kuş konmuş gibi…). Anne bu oyunlarda en önemli partnerdir. Bu değişiklik onun sosyal özelliklerini geliştirmeye başladığının işareti olarak algılanmalıdır. Annesi ile kurmuş olduğu ilişkinin içinde artık diğer kişilerde de yer alırlar, ancak annenin ilişkideki değeri ve ağırlığı hep vardır.

İki yaşa kadar olan çocuk bu tanımlama kapsamında “Play” oyunları oynar sıklıkla az, özellikle bir tek kişi, bakım veren ve/veya annenin katıldığı oyunlar. Oyunu başlatan sıklıkla erişkindir, şarkılı ve hareketli, oyuncakların kâh yer aldığı kâh olmadığı (böyle zamanlarda da beden parçaları oyun elemanı olurlar) bu oyun aniden başladığı gibi aniden de sonlanır. Oyun süresi genellikle birkaç dakika ile sınırlıdır. Çocuk katılmayı bıraktığı zaman oyun sonlanır. Erişkinin başlattığını çocuk sonlandırmış olur. Çocuk kendi kendine oyunu yürütemez, erişkin oyunun sürmesi için gereklidir. Oyun oynama ve buna bağlı olarak hoş zaman geçirme isteği çocuktan gelmez. Bu istek erişkinden gelmiştir. Erişkin oyun oynamaya isteklidir, davetkardır, kışkırtıcıdır. Oyunun içinde oyun tekrar etme sıktır. Her an, her yerde oyun başlar ve bitebilir.

Bir becerinin geliştiği, kazanma ya da kaybetmenin olmadığı bu dönem çocuk oyunlarında tek amaç iyi vakit geçirmektir. Çocuk ve erişkin haz aldığı için aralarındaki ilişkinin daha da güçlenmesine yardımcı olur. Kültürel özellikler içeren bu oyunlar evden eve değişiklikler gösterir. İlişki bazlı bu oyunların özellikle faydalı olanı yoktur. Her türlü oyun faydalıdır.

En sık gözlenen var-yok, CEE, oyunudur. Sosyal bir özelliği vardır. Annenin yok olmasının yarattığı gerginliğin taşınmasına yardım eder. Geçiş nesnesi olarak adlandırılan pelüş (Tülbent, ayıcık, battaniye...) özellikler taşıyan ve sürüklenerek her yere taşınan terk edilemeyen nesneler ortaya çıkar. Ancak bu tür nesne ile kurulan ilişki oyun değildir. Tek başına oyun anne için zararsız olarak nitelendirilse bile çocuk için tek başına oyun sağlıklı değildir.

Bu yaş grubunda başlatılan oyunlar hoş zaman geçirme aracıdır. İlişkiyi daha sağlıklı ve doyurucu hale getirir. Oyunsuz kalmış çocuk ilişkisiz çocuk anlamı taşıyabilir. İlişkisizlik ise sağlıksız bir durumdur. Bu nedenle bulunan her fırsatı oyun zamanı olarak değerlendirmek doğru olacaktır.

Okul öncesi dönemde çocuğun en önemli işi olan oyun oynama okula başlama ile azalma göstermesine karşın hiçbir zaman kaybolmayacaktır. Yaşın ilerlemesi ile oyunları çeşitlendirecek ve sosyal iletişimin bir parçası olacaktır. Oyunlar artık kurallı ve koşullu olmuştur. Oyun arkadaşı olarak annenin yerini bu sefer sosyal çevreden yaşıt arkadaşlar almaya başlar. Erişkin dünyasında gözlemledikleri süreçleri bu kez oyun olarak taklit etmeye başladıkları gibi oyuncaklar oyun araçları olarak yer almaya başlarlar. Diğer yandan kimi zaman beden, kimi zaman yetenek, kimi zaman zekanın sergilendiği, denendiği ve yarışmanın olduğu oyunlar ortaya çıkar. Sportif etkinliklerin tümü bu kapsamda ele alınmalıdır.

Özellikle son yirmi yılda oyun kapsamında değerlendirilmesinin çok zararlı olduğunu düşündüğüm elektronik-sanal oyun ortamları çocukların ve gençlerin ellerinden düşmez oldu. Çoğu zaman bilgisayar, tablet, telefon ile çok uzun zamanlar geçirir olmaya başladılar. Gerçek olmayan ile sanki gerçekmiş gibi ilgilenmek çocukları gerçekten uzaklaştırmaktadır. Özellikle okul öncesi yaştaki çocuklarda ne türlü olumsuzluklar bıraktığını kestirmek çoğu zaman mümkün değildir. Başta televizyon olmak üzere telefon ve tablet ile geçirilen zaman ve oynanan oyunlar olabildiğince anne ve babanın da katıldığı zaman ve oyun olmalıdır. Bu uygulama ile özellikle ilkokul çağındaki çocukların olası olumsuz etkilenmelerine karşı önlem alınmış olur.




Sözleşmeler